İşe İade Davası

İşe İade Davası Nedir? Şartları ve Süreci

(4857 Sayılı İş Kanunu Madde 18-21)  

 

Giriş  

İşe iade davası, haksız yere işten çıkarılan işçinin eski işine geri dönmesini veya tazminat almasını sağlayan yasal bir koruma mekanizmasıdır. Bu makalede, işe iade davasının *şartlarını, sürecini ve Yargıtay kararlarıyla şekillenen önemli detayları inceleyeceğiz.  

 

 

İşe İade Davası

İşe iade davası, işveren tarafından geçerli bir fesih sebebi bulunmaksızın gerçekleştirilen fesih sonrası işçinin işe tekrar dönmesini sağlayan hukuki yoldur. Bu dava yoluyla işçi, haksız yere işten çıkartıldığı süreç içerisinde çalışmadığı zamanların zararını tazmin edebilecek ve işine geri dönebilecektir.  

İşçinin işe iade davasını açabilmesi için, öncelikle arabulucuya başvurması gerekmektedir. Arabulucuda taraflar anlaşırlarsa, uyuşmazlık taraflar arasında kesin olarak çözümlenmektedir. Şayet taraflar, arabulucuda anlaşamazlarsa, işçi süresi içerisinde iş mahkemesine başvurup işe iade davasını açmalıdır. İşe iade davası, basit yargılama usulüne tabidir. Taraflar, genel hükümler kapsamında iddialarını her türlü delille ispatlayabilirler.

 

İŞE İADE DAVASI AÇMANIN ŞARTLARI NELERDİR?

1) İşyerinde en az 30 işçi çalıştırılıyor olmalıdır.

2) İşçinin sözleşmesinin niteliği, belirsiz süreli iş sözleşmesi olmak durumundadır.

3) İş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi ve gerçekleştirilen feshin geçerli bir sebebe dayanıyor olmaması aranmaktadır.

4) İşçi bu işyerinde veya aynı işverenin başka bir işyerinde en az 6 aydır çalışıyor olmalıdır.

5)İşe iade davasının açılabilmesi için, işçinin arabulucuya başvurması şartı bulunmaktadır.(İşten çıkarıldığının kendisine tebliğ edildiği (öğrendiği) tarihten itibaren 1 ay içerisinde arabulucuya başvurmak zorundadır.

 

 

İŞE İADE DAVASI NE KADAR SÜRE İÇERİSİNDE AÇILIR?

İşveren tarafından iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya geçerli bir sebep olmadığı iddiasında ise, fesih bildiriminin tebliğinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşmaya varamaması halinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde, işçi, iş mahkemesinde işe iade davasını açılabilir.

İşçi için belirlenen bu sürenin başlaması için, işverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapması ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmesi zorunludur (4857 sayılı İş Kanunu m. 19/I). Bu sebeple, işverenin sözlü olarak fesih bildiriminde bulunması dava açma süresini başlatmaz.

İŞE İADE DAVASINDA NELER TALEP EDİLEBİLİR?

İşe iade davasında, işçinin, iş sözleşmesinin feshinde işveren tarafından bir sebep gösterilmediği ya da gösterilen sebebin geçerli olmadığını belirterek işe iadeye, işe başlatmama durumunda en az dört en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminata, işçinin çalışmadığı sürece dört aya kadar boşta geçen süre ücret haklarının dava dilekçesinde belirtmesi gerekmektedir. İşçinin dava dilekçesindeki asıl talebi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesi istemi ile mahkeme kararının kesinleşmesine kadar boşta geçireceği süre içinde en fazla dört aya kadar olan ücreti tutarında tazminat talep etmesidir.

                        YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 05.07.2013 tarihli ve 2013/5262 E. , 2013/20620 K. sayılı kararı;

; “…fesih bildirimi yazılı yapılmasına rağmen fesih sebebi açık kesin olarak belirtmemiştir. Fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilememesi, yapılan fesih işlemini geçersiz kılar.”

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 06.06.2013 tarihli ve 2013/6097 E. , 2013/17426 K. Sayılı kararı;

“ Davalının 22.11.2011 tarihli fesih bildiriminde davacının bir kısım davranışlarına dayanılmışsa da, fesihten önce davacının fesih bildiriminde belirtilen davranışları konusunda davacıdan savunma istendiği veya alındığına dair bir belge de sunulmadığına göre davalı tarafından yapılan feshin geçersiz olduğunun kabulüyle davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi hatalıdır. ”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.07.2009 tarihli ve 2009/345 E. , 2009/392 K. sayılı kararı;

“Davacı işçinin üyesi bulunduğu sendika ile işveren arasında bağıtlanan sözleşmenin davacı yönünden işe başlatıldığı tarihten itibaren uygulanması gerekir. Davacının toplu iş sözleşmesinin uygulanmasına karşı çıkarak işe başlamayı reddetmesi ve işyerinden ayrılması, işe başlama yönünde gerçek bir iradenin ortaya konulmadığı anlamına gelmektedir. Davacı işçinin işe iade başvurusunda bulunmamış olması sebebiyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21/5. maddesi uyarınca işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Böyle olunca işe iade davasında tespit edilen işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretine hak kazanılması söz konusu olmaz. Yine, sözkonusu fesih geçerli hale gelmekle, 4 aylık sürenin ilavesine ve ücret artışına bağlı olarak ihbar ve kıdem tazminatı talep edilmesi de mümkün değildir.”

 

Bu makale, 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili Yargıtay kararları referans alınarak genel hatlarının açıklanması içinhazırlanmıştır.İşe iade davası süreci  işten çıkarılan her işçi için farklı durumlar ve ayrıntılı hususlar içerebilir.Özel durumunuz için hukuki danışmanlık almanız önemle tavsiye edilir.İş hukuku ile ilgili tüm sorularınız ve hukuki danışmanlık için Web sitemizde yer alan WhatsApp hattı üzerinden bize ulaşabılirsiniz

0 Yorum

Henüz onaylanmış yorum yok! Yazıya ilk yorumu siz yazarak düşüncelerinizi diğer kullanıcılarla paylaşabilirsiniz.

Yorum Ekle